kapris anlamı Fr.caprice
1. Geçici, düşüncesizce, değişken istek: § "
Bu genç kızın davranışlarında hâlâ ne kadar çocukça kaprisler ve yaramazlıklar bulunduğu hepimizce malumdu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 137. § "
Fena bir adam değilimdir ama cüsseme rağmen küçük kaprislerim vardır." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 368. 2. Huysuzluk:§
"... vekilin kaprislerinden ve politika tesirlerinden azade, seçim yoluyla iş başına gelmiş..." -Peyami Safa, Osmanlıca Türkçe Uydurmaca,45. §
"Bu belediye politikası davası aralarını şiddetle açtı ve sevişmeyen iki insanın kaprisi olduğu için gün geçtikçe müzminleşti." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 121. § "
Birinci lalam, benim bütün kaprislerime boyun eğerdi." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 84. §
"Nasıl ki, baş metresin kaprislerine feda edildiler..." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 101. §
"… evin yaramaz, kaprisli ama şirin küçüğüne katlanır, bakışlarla izin verilir, ardından kahve, çikolata ile birice oturulurdu." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 78.