karaca ne demek?
- 8 sözlük, 31 sonuç.BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü
karaca anlamı İng. roe deer Lat.Capreolus capreolus Alm.Reeh Fr. chevreuil
Çift parmaklılar (Artiodactyla) takımının, geyikgiller (Cervidae) familyasından, 120 cm kadar uzunlukta, yazın kırmızımsı, kışın kül rengimsi, erkeklerinde dik, silindir şeklinde ucu dallı boynuzlar bulunan, Avrupa ve Asya'da yaşayan bir tür.
Çift parmaklılar (Artiodactyla) takımının, geyikgiller (Cervidae) familyasından, 120 cm kadar uzunlukta, yazın kırmızımsı, kışın kül rengimsi, erkeklerinde dik, silindir şeklinde ucu dallı boynuzlar bulunan, Avrupa ve Asya'da yaşayan bir tür.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
karaca anlamı Fr. Capreolus capreolus
(zooloji)
(zooloji)
BSTS / Zooloji Terimleri Sözlüğü
karaca anlamı İng. roe deer Alm. Reh Fr.chevreuil
(Capreolus capreolus) Çift-parmaklılar (Artiodactyla) takımının geyikgiller (Cervidae) familyasından (bakınız») bir memeli türü. Uzunluğu 120 cm. Yazın kırmızımsı, kışın külrengimsi olur. Yalnız erkekde bulunan boynuzlar dik, silindir biçimde ve ucu dallıdır. Avrupa ve Güney Batı Asyada yaşar.
(Capreolus capreolus) Çift-parmaklılar (Artiodactyla) takımının geyikgiller (Cervidae) familyasından (bakınız») bir memeli türü. Uzunluğu 120 cm. Yazın kırmızımsı, kışın külrengimsi olur. Yalnız erkekde bulunan boynuzlar dik, silindir biçimde ve ucu dallıdır. Avrupa ve Güney Batı Asyada yaşar.
Güncel Türkçe Sözlük
karaca anlamı
(I) sf. Rengi karaya yakın olan, esmer.
(I) sf. Rengi karaya yakın olan, esmer.
karaca anlamı
(II) is. hay. b. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, ahu, ceylan (Capreolus).
(II) is. hay. b. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı, ahu, ceylan (Capreolus).
karaca anlamı
(III) is. anat. Üst kol.
(III) is. anat. Üst kol.
Kişi Adları Sözlüğü
Karaca anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Kız
1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Cinsiyet: Erkek
1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Cinsiyet: Kız
1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Cinsiyet: Erkek
1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Türkçe - İngilizce
karaca anlamı
isim
1) deer
2) roe
3) roe deer
isim
1) deer
2) roe
3) roe deer
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
karaca anlamı
Küçük taneli, kokulu, pekmez yapmaya elverişli bir cins üzüm.
Küçük taneli, kokulu, pekmez yapmaya elverişli bir cins üzüm.
-Isparta
karaca anlamı
Soğan tohumu.
Soğan tohumu.
*Sandıklı -Afyon
*Keçiborlu, *Eğridir ve köyleri -Isparta
Honaz -Denizli
Dallıca *Nazilli -Aydın
Eskifoça -İzmir
Tulluca *Demirci -Manisa
Demirkapı *Susurluk, Yeniköy -Balıkesir
*Bayramiç -Çanakkale
-Bilecik
Tokat -Eskişehir
-İstanbul
*Sungurlu -Çorum
*Ağın -Elâzığ
-Gaziantep
*Akşehir -Konya
Yerkesik -Muğla
karaca anlamı
1. Koldaki kas kitlesi, pazı. 2. Kol. 3. Devenin dizinin iç tarafı.
1. Koldaki kas kitlesi, pazı. 2. Kol. 3. Devenin dizinin iç tarafı.
karaca anlamı
Bir çeşit buğday hastalığı.
Bir çeşit buğday hastalığı.
Başpınar *Tefenni -Burdur
Oğuz *Acıpayam, Kösten, Honaz -Denizli
Sarıcaeli -Çanakkale
-Amasya
Atalar *Şavşat -Artvin
-Van
karaca anlamı
Mürekkep.
Mürekkep.
-Balıkesir
karaca anlamı
1.bakınız» karacot. 2. Karamuk otu.
1.bakınız» karacot. 2. Karamuk otu.
karaca anlamı
Boşuna, nedensiz : Biz karaca bu hale gelmedik ya.
Boşuna, nedensiz : Biz karaca bu hale gelmedik ya.
-Niğde
karaca anlamı
Eti yenen bir çeşit kuş.
Eti yenen bir çeşit kuş.
-Manisa
karaca anlamı
Jandarma.
Jandarma.
Selimiye *Milas -Muğla
karaca anlamı
Çelik çomak oyununda çarpılan çelik, sınır dışına çıkdığı zaman, çocukların bağırdıkları "hey" anlamında ünlem.
Çelik çomak oyununda çarpılan çelik, sınır dışına çıkdığı zaman, çocukların bağırdıkları "hey" anlamında ünlem.
-Kırşehir
karaca anlamı
Çörekotu.
Çörekotu.
Akdoğan *Kızılcahamam -Ankara
karaca anlamı
Gövdesi beyaz, yüzü kara koyun.
Gövdesi beyaz, yüzü kara koyun.
*Maçka -Trabzon
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Karaca anlamı
Ağrı ili, Doğubayazıt ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Ağrı ili, Doğubayazıt ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Bursa ili, Harmancık ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bursa ili, Harmancık ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Çorum ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çorum ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Erzurum ili, Çat ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Erzurum ili, Çat ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Malatya ili, Yazıhan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Malatya ili, Yazıhan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Muğla ili, Marmaris ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Muğla ili, Marmaris ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Siirt ili, Şirvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Siirt ili, Şirvan ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Sivas ili, Gölova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Sivas ili, Gölova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Şanlıurfa ili, Bozova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şanlıurfa ili, Bozova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Şanlıurfa ili, Mürşitpınar bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Şanlıurfa ili, Mürşitpınar bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Karaca anlamı
Trabzon ili, Arsin ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Trabzon ili, Arsin ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
karaca eş anlamlısı
esmer
is. 1. Siyaha çalan buğday rengi. 2. Kurşuni renk: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi." -T. Buğra. 3. sf. Bu renkte olan. 4. sf. Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız: "Üzülüyor ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..." -S. F. Abasıyanık.
is. 1. Siyaha çalan buğday rengi. 2. Kurşuni renk: "Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi." -T. Buğra. 3. sf. Bu renkte olan. 4. sf. Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız: "Üzülüyor ama üzüntüsü, kızının esmer güzeli olmasına..." -S. F. Abasıyanık.
"karaca" için örnek kullanımlar
İddiaya göre hemen hastaneye kaldırılan abla Karaca'ya 'sinir krizi geçiriyor' teşhisi ile sakinleştirici yapıldı.
Khan sisters immediately taken to hospital allegedly to 'having a nervous breakdown' was diagnosed with a sedative.
Kaynak: radikal.com.trMasal kahramanı Rapunzel gibi ev hapsinde olan Karaca, bugünlerde evinin camından dışarıyı seyretmekle yetinmek zorunda.'
Khan is under house arrest as the hero of the tale of Rapunzel, nowadays, have to settle for watching the outside glass house. '
Kaynak: kirikhan.netOdam Kireç tutmuyor: Bir Zülfü Livaneli bestesi olan şarkı Cem karaca, Ahmet Kaya, Fatih Kısaparmak gibi usta şarkıcılar seslendirmişti.
Calc does not keep my room: with a song composed by Harry Livaneli roe deer, Ahmet Kaya, Fatih Kısaparmak voiced singers such as master.
Kaynak: blog.milliyet.com.trYakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
