Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

karartıcı ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü

karartıcı anlamı İng. dimmer Alm. Verdunkler Fr. gradateur İtl. obscurato graduate
Dizi dirençlere bağlı çok sayıdaki kanallardan gelen elektrik akımım azaltıp çoğaltabilen aygıt. Bunların çok çeşidi olmakla birlikte, temelde üç türü vardır : 1 - karşı dirençli karartıcı, 2 - özdönüştürücü karartıcı, 3 - bilgisayarlı karartıcı.

"karartıcı" için örnek kullanımlar

Ama bu iç karartıcı tablo içinde en üzücü durumlar, insanlar bu korkuya teslim olup kendi kendilerine sansür uyguladıklarında ortaya çıkıyor.
But this is depressing, the most distressing situations in the table, people give into fear and self-censorship Applying emerges.
Kaynak: haber.sol.org.tr
Justin pek iç karartıcı bir halef olarak görülür. Saltanatının önemli olayları İran'daki Sassaniler ile yaptığı savaşlar ve İtalya
Kaynak: II. Justin
Konu genel olarak melankolik ve depresif olmakla birlikte doom metalde olduğu kadar iç karartıcı değildir. Gotik doom metal çalan gruplar
Kaynak: Gotik doom metal
Çin Hükümeti Uygur Türklerine ayaklarını çivilemek, kesmek ve daha iç karartıcı binlerce işkence yapmaktaydı. Bu işkencelerinde bugün hâlâ
Kaynak: Ziya Samedi
Manala karanlık, iç karartıcı bir yerdir. Ama bir işkence diyarı değildir. Burayı oğulları, kızları ve hizmetkarları ile cadı biçimli
Kaynak: Manala
Bu ürkütücü görünümlü gizemli mekanın siyah beyaz çarpıcı görüntüleri filmin iç karartıcı atmosferini yaratmada çok etkili olmuştur.
Kaynak: Dava (film)
Hala ciddi yoksulluk sorunları bulunmasına rağmen doksanların başına kadarki tablo hayli iç karartıcı. Örneğin içme suyunun, elektiriğin
Kaynak: Kadıkent, Hilvan
Filmin siyah beyaz çekilmiş olmasının da bu iç karartıcı, korkutucu atmosfere katkısı vardır. Hiçbir konuşmanın olmadığı filmin ilk 10
Kaynak: Onibaba (film)
sonrasındaki Japonya'nın ideolojik duygu karmaşasının, kültürel erozyonunun ve bunun insancıl yansımalarının iç karartıcı bir alegori sidir
Kaynak: Narayama Türküsü (film, 1958)
Filmde ruhsal açıdan acı çeken bu dengesiz insanların takıntıları, karanlık arzuları ve bastırılmış duyguları iç karartıcı, kasvetli bir
Kaynak: Parıltılı Gözler
Evin duvarlarına önceleri daha neşeli resimler çizdiyse de, sonradan bunların üzerine çok daha iç karartıcı olan ve bugün Kara Resimler
Kaynak: Çocuklarını Yiyen Satürn
Bundan dolayı yapıtlarında, iç karartıcı mekânları, gecekondu semtlerini ve yeraltı dünyasını bir belgesel diliyle işlediler.
Kaynak: Doğalcılık
Parçalarda iç karartıcı, hüzünlü, rahatsız edici bir atmosfer oluşturmak amaçlanır. Şarkı sözleri yaşamın anlamsızlığı, yaşamdan umudu
Kaynak: Doom metal
İç karartıcı bir durum ise gerek nüfus, gerekse ekonomik açıdan bölgenin en büyük ilçelerinden birisi olmasına rağmen, Bulanık'ta hâlen
Kaynak: Bulanık
Adam Opel AG'deki hiçbir görünüş 1945'in ilk aylarındaki kadar iç karartıcı olmamıştır. Opel dönüşüme ve yeniden yapılanmaya girmişti.
Kaynak: Opel
Fakat mavinin daha koyu tonları soğuk ve iç karartıcı gelebilir. Mavi, ile boyanmış ortamlar, çok koyu renkli olmadığı sürece üretimi
Kaynak: Renklerin anlamları
Kel bir liseliden daha iç karartıcı bir şey yoktur." Ayrıca orijinal kadrodan bazılarının 2012'nin başında ayrılacağını belirtti.
Kaynak: Kurt Hummel

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.