Ama bu iç
karartıcı tablo içinde en üzücü durumlar, insanlar bu korkuya teslim olup kendi kendilerine sansür uyguladıklarında ortaya çıkıyor.
But this is depressing, the most distressing situations in the table, people give into fear and self-censorship Applying emerges.
Kaynak: haber.sol.org.trJustin pek iç
karartıcı bir halef olarak görülür. Saltanatının önemli olayları İran'daki Sassaniler ile yaptığı savaşlar ve İtalya
Kaynak: II. JustinKonu genel olarak melankolik ve depresif olmakla birlikte doom metalde olduğu kadar iç
karartıcı değildir. Gotik doom metal çalan gruplar
Kaynak: Gotik doom metalÇin Hükümeti Uygur Türklerine ayaklarını çivilemek, kesmek ve daha iç
karartıcı binlerce işkence yapmaktaydı. Bu işkencelerinde bugün hâlâ
Kaynak: Ziya SamediManala karanlık, iç
karartıcı bir yerdir. Ama bir işkence diyarı değildir. Burayı oğulları, kızları ve hizmetkarları ile cadı biçimli
Kaynak: ManalaBu ürkütücü görünümlü gizemli mekanın siyah beyaz çarpıcı görüntüleri filmin iç
karartıcı atmosferini yaratmada çok etkili olmuştur.
Kaynak: Dava (film)Hala ciddi yoksulluk sorunları bulunmasına rağmen doksanların başına kadarki tablo hayli iç
karartıcı. Örneğin içme suyunun, elektiriğin
Kaynak: Kadıkent, HilvanFilmin siyah beyaz çekilmiş olmasının da bu iç
karartıcı, korkutucu atmosfere katkısı vardır. Hiçbir konuşmanın olmadığı filmin ilk 10
Kaynak: Onibaba (film)sonrasındaki Japonya'nın ideolojik duygu karmaşasının, kültürel erozyonunun ve bunun insancıl yansımalarının iç
karartıcı bir alegori sidir
Kaynak: Narayama Türküsü (film, 1958)Filmde ruhsal açıdan acı çeken bu dengesiz insanların takıntıları, karanlık arzuları ve bastırılmış duyguları iç
karartıcı, kasvetli bir
Kaynak: Parıltılı GözlerEvin duvarlarına önceleri daha neşeli resimler çizdiyse de, sonradan bunların üzerine çok daha iç
karartıcı olan ve bugün Kara Resimler
Kaynak: Çocuklarını Yiyen SatürnBundan dolayı yapıtlarında, iç
karartıcı mekânları, gecekondu semtlerini ve yeraltı dünyasını bir belgesel diliyle işlediler.
Kaynak: DoğalcılıkParçalarda iç
karartıcı, hüzünlü, rahatsız edici bir atmosfer oluşturmak amaçlanır. Şarkı sözleri yaşamın anlamsızlığı, yaşamdan umudu
Kaynak: Doom metalİç
karartıcı bir durum ise gerek nüfus, gerekse ekonomik açıdan bölgenin en büyük ilçelerinden birisi olmasına rağmen, Bulanık'ta hâlen
Kaynak: BulanıkAdam Opel AG'deki hiçbir görünüş 1945'in ilk aylarındaki kadar iç
karartıcı olmamıştır. Opel dönüşüme ve yeniden yapılanmaya girmişti.
Kaynak: OpelFakat mavinin daha koyu tonları soğuk ve iç
karartıcı gelebilir. Mavi, ile boyanmış ortamlar, çok koyu renkli olmadığı sürece üretimi
Kaynak: Renklerin anlamlarıKel bir liseliden daha iç
karartıcı bir şey yoktur." Ayrıca orijinal kadrodan bazılarının 2012'nin başında ayrılacağını belirtti.
Kaynak: Kurt Hummel