karılmak ne demek?
- 3 sözlük, 7 sonuç.Divanü Lügati't-Türk
karılmak anlamı
(Oğuz) karışmak, karılmak
(Oğuz) karışmak, karılmak
karılmak anlamı
karışmak, karılmak
karışmak, karılmak
karılmak anlamı
katılmak karışmak
katılmak karışmak
karılmak anlamı
karıştırılmak; erkek kadın çiftleşmek
karıştırılmak; erkek kadın çiftleşmek
Güncel Türkçe Sözlük
karılmak anlamı
(nsz) 1. Karma işi yapılmak, karışmak. 2. hlk. Hayvan çiftleşmek.
(nsz) 1. Karma işi yapılmak, karışmak. 2. hlk. Hayvan çiftleşmek.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
karılmak anlamı
Ses kısılmak.
Ses kısılmak.
*Bergama, *Ödemiş -İzmir
karılmak anlamı
Hayvanlar çiftleşmek.
Hayvanlar çiftleşmek.
-Burdur
Ekse *Çal, Kızılhisar, Oğuz *Acıpayam -Denizli
*Bozdoğan -Aydın
*Ödemiş, ergenli *Bayındır -İzmir
Yeniköy -Balıkesir
Marmat *Ezine -Çanakkale
*Mustafa Kemal Paşa -Bursa
-Kütahya
Tokat -Eskişehir
-Kocaeli
-İstanbul
Ağlı *Küre -Kastamonu
*Çerkeş -Çankırı
-Çorum
*Çarşamba -Samsun
*Merzifon -Amasya
Çilehane *Reşadiye, *Artova -Tokat
Çepni *Gemerek, *Kangal -Sivas
*Bor -Niğde
*Ermenek -Konya
*Mut -İçel
*Bodrum, Mesken *Yatağan -Muğla
*Lüleburgaz -Kırklareli
karılmak eş anlamlısı
karışmak
(-e) 1. İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek: "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." -H. R. Gürpınar. 2. Düzensiz, dağınık olmak: "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." -R. H. Karay. 3. (nsz) Bulanmak, duruluğunu yitirmek: Hava birden karıştı. Zihnim karıştı. 4. (nsz) Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek: "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." -M. Ş. Esendal. 5. Müdahale etmek, araya girmek: "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." -F. R. Atay. 6. Engellemek, araya girmek. 7. Bir araya gelmek, katılmak: "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." -Ö. Seyfettin. 8. İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak: "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" -M. Ş. Esendal. 9. Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak: Bu işe belediye karışır.
(-e) 1. İki veya ikiden çok şey bir araya gelip birbirinin içinde dağılmak, birbirinin içine girmek: "Araba sallana sallana içim bağrım birbirine karıştı." -H. R. Gürpınar. 2. Düzensiz, dağınık olmak: "Yanıma her tarafı titreyerek sapsarı, sakal bıyığa karışmış bir hâlde geldi." -R. H. Karay. 3. (nsz) Bulanmak, duruluğunu yitirmek: Hava birden karıştı. Zihnim karıştı. 4. (nsz) Açıklığını yitirmek, anlaşılması güçleşmek: "Kaymakam işin karıştığını anlayarak..." -M. Ş. Esendal. 5. Müdahale etmek, araya girmek: "Sokakta herkes kadın kıyafetine karışmak hakkını kendinde görürdü." -F. R. Atay. 6. Engellemek, araya girmek. 7. Bir araya gelmek, katılmak: "Bingazi'deki muharebeye karışmak için beraber yola çıktığım arkadaş Kahire'de hastalanmıştı." -Ö. Seyfettin. 8. İlgilenmek, müdahale etmek, el atmak: "Ben, dedim, başkalarının soy adlarına nasıl karışabilirim?" -M. Ş. Esendal. 9. Yetkisinde bulunmak, bakmak, iş edinmek, işi olmak: Bu işe belediye karışır.
"karılmak" için örnek kullanımlar
Uç birleştirme ürünleri yarım krosover ürünleridir, bunun sonucu genler wikt:karılmak | karılır . Buna karşın yama ayrışması krosover
Kaynak: Homolog rekombinasyon
Kaynak: Homolog rekombinasyon
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
