karikatür anlamı Fr.caricature
1.İnsan ve toplumla ilgili her tür olayı konu alarak abartılı bir biçimde belirten, düşündürücü ve güldürücü resim: § "
Birkaç yıl öncesinin karikatürlerinde koskoca bir transatlantikte tek başına balayı seyahatine çıkan milyarderler." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 151. § "
Bol siyah beyaz fotoğraf, daha çok yabancı karikatür" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 134. § "
Züleyha, ara sıra bir yerini getirerek bu tarzda bir hayatın acı, zalim karikatürlerini yaptıkça..." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 105. § "
Devlet baba Akbaba'nın karikatürünü de görmüştür." -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 188. § "
Türk karikatürünün kurucularındandır." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 75. § "
Bunların türlü türlü karikatürlerle terzil edildiklerini hep temaşa eyledi." -Ahmet Midhat Efendi, Jön Türk, 236. § "
Beride üç dört fırça darbesiyle güverte yolcularının karikatürünü çizip çıkarıveren şakacı, müstehzi Cenab'ın aynı değildir." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 33. §
"Hatta bunlardan biri, yayımladığı karikatürün altına polisin..." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 405. §
"Bizimkiler Araplara ‘Abdül' adını taktı, Abdül fıkraları ve karikatürlerinin haddi hesabı yok." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 61. §
"Ama bu karikatürlerin arkasındaki insanları tanırız." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 264. § "
İki savaş arası dönemin bütün karikatürlerinde, Amerikalı turist, zevksiz giyinen "tuhaflık meraklısı", zengin bir "görgüsüzdü". … Avrupalı yoksul kont ya da düklerden, eski şatolarını satıp alıp, taş taş Amerika'ya taşıyarak…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 59. § "
Hayli zaman oluyor, yanılmıyorsam Almanca bir dergide bir karikatür gömüştüm:" -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 170. 2.
mec. Beceriksizce yapılmış şey, taslak: § "
Paris için ne düşünüyorsan, bil ki, hepsi yanlış, hepsi karikatür." -Peyami Safa, Yalnızız, 132. § "
Bir baştan bir başa karikatür…" -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 27.