Biz artık acıları da yenmek, acılara da
katlanmak durumundayız.
We are now suffering the defeat, suffering, or have to endure.
Kaynak: hurriyet.com.trBu eziyete
katlanmak için deli olmalı insan!
It must be crazy to put up with suffering people!
Kaynak: sabah.com.trFakat en güzel kareleri yakalamak için bir o kadar zorlu pozisyonlara
katlanmak zorunda kalıyorlar.
But so hard to catch the most beautiful squares positions are forced to endure.
Kaynak: yenibursa.comAcılara da
katlanmak durumundayız.
Also have to endure the pain.
Kaynak: yenimesaj.com.trtavırları ve sesinde meydana gelen değişim yüzünden gittikçe artan bir biçimde dengesiz imparatorun alaylarına
katlanmak durumunda kalıyordu.
Kaynak: Cassius Chaereadönem romanlarından bekleneceği üzere Râkım Efendi dilediği hayatı elde ederken, Felâtun Bey yaptığı hataların sonucuna
katlanmak zorunda kalır.
Kaynak: Felâtun Bey ile Râkım EfendiBir yandan insanlık dışı bir ekonomik ve mali ablukaya
katlanmak zorunda kalan Küba halkı, diğer yandan da CIA'nin desteklediği Miami
Kaynak: Küba BeşlisiÖlüler Ülkesine götürülen Sisyphos kaderine
katlanmak istemez. Kendisine cenaze töreni yapmamasını karısından ölmeden önce istemiştir.
Kaynak: SisyphosSuçlamak bize;
katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar,uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar
Kaynak: Şeyh EdebaliGörevi sırasında kaldığı otelde hayata dair farklı şeyler hissetmeye başlar, bir seçim yapıp sonuçlarına da
katlanmak zorunda kalacaktır.
Kaynak: Küller ve Elmaslariradesini göstermiş, yani karar ve girişiminde bulunmuş bir varlık, artık o yasanın gereklerince meydana gelecek sonuçlara
katlanmak durumundadır.
Kaynak: İlahî irade yasalarıönce Gagarin'in başına geldiği gibi, iki aracı bağlayan kabloların yanarak kopmasına kadar aracın çılgınca dönmesine
katlanmak zorunda kaldı.
Kaynak: Vostok 2Yakalanırsa kız tarafının vereceği cezaya
katlanmak zorundadır. Bu cezalar; merdivene sarma, en ağır işleri yaptırma gibi çeşitlilik arz
Kaynak: Ormanözü, TurhalAdına katmerli gözleme denilen bu çeşidi, daha pazı halinde iken içine yağ sürülmek ve üst üste
katlanmak suretiyle katmerli hale
Kaynak: Çoğullu, GeredeGündelik hayatın uzağında küçük bir kasabada geçen romanın baş kahramanı yaşama
katlanmak için hayallerine yaslanan Hasan isimli bir
Kaynak: Kayıp Hayaller KitabıZaten ondan kurtulmayı kafasına koymuş olan ev sahibesinin türlü aşağılamalarına da
katlanmak zorunda kalan Umberto odasının gündüzleri
Kaynak: Umberto D.Fakat bağı devralabilmesi için
katlanmak zorundadır... Ödüller : 2006 KBS Awards: En İyi Çift (Yoon Eun Hye & Oh Man Seok) 2006 Grime Awards
Kaynak: The Vineyard ManBuna karşın sert bir direnme gösterdiler ve tüm Doğu Prusya Harekâtı boyunca Sovyet kuvvetleri ağır kayıplara
katlanmak zorunda kaldı Özel
Kaynak: Heiligenbeil KuşatmasıHayalet dansında, eğlendiren aktör ölmüş eşi ile neşeli bir tekrar birleşmeye sahipdir, sadece ayrılışın büyük acısına
katlanmak için ve
Kaynak: Kore dansıEbedi bir canlanma-faaliyet-dinlenme döngüsüne
katlanmak için doğmuş olmak da, A ve B'nin cezasını çektikleri günahtır. Film versiyonları
Kaynak: Sözsüz Oyun IIOrdu, Lomza yaklaşımlarında sert Alman savunması karşısında fazlasıyla zorlandı ve ağır kayıplara
katlanmak zorunda kaldı. Bu orduya bağlı
Kaynak: Osovets TaarruzuMisyoner kardeşler her seferinde bu pasaklı ve berduş kaptanın kaba saba davranışlarına
katlanmak zorunda kalırlar. Sonunda İngiltere ve
Kaynak: Afrika Kraliçesi (film)