Güncel Türkçe Sözlük
kerevet anlamı
is. Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir: "Büyük babamı, aşağı kattaki yemek odasına bitişik, kurnalı hamamın kerevetine uzattılar." -N. F. Kısakürek.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
kerevet anlamı Rum.krevati
Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan tahta seki, sedir: § "Alt kattaki ambarın etrafına beygir yaslaları yapıldığı gibi üst kattaki ambarın etrafı dahi insan yatmak üzere yerden birer karış yüksek kerevetlerle ihata olunmuştur ki, her dılı üzerinde üçer kerevet bulunup bu hâlde on iki kişiye kifayet edecek yatak var demektir." -Ahmet Midhat Efendi, Arnavutlar Solyotlar, 8. § "Paravanlı, kerevetli, ala turca mangallı başka bir oda." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 298. § "Selim'in kerevet üstündeki yatağına bağdaş kurmuş oturuyor." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 105. § "... bir kerevetin üstünde yorganı tepesine kadar çekip yatan bir adam görünüyordu." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 86. § "Arabada şık: Uzunca bir kerevet." -Ahmet Rasim, Şehir Mektupları, 23. § "Karyola yerine kerevet; ve üstünde, ottan daha haşin bir nesneyle doldurulmuş şilteler…" -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 111.