canlı sf. 1. Canı olan, diri, yaşayan:
"Bütün canlıların kendilerini yarı baygın, uykulu, hareketsiz bir tembelliğe bıraktıkları saatler başlamıştı." -N. Cumalı. 2. Hareketli, hayat dolu, dinamik:
"Yeni ufuklar arıyor, insanlarla daha geniş, canlı ilişkiler kurmak istiyordum." -A. Ağaoğlu. 3. Güçlü, etkili. 4. Dikkat çekici, göz alıcı, parlak (renk). 5.
is. Yaşayıp yer değiştirebilen yaratık, hayvan. 6.
is. Canlı yayın. 7.
zf. Hareketli, hayat dolu, dinamik bir biçimde:
"Umut iyidir. İnsanı canlı ve güçlü tutar." -A. Kutlu.