kıpırtısız anlamı sf. 1. Kıpırtısı olmayan: "Pembe mum alevleri, ortalığın sükûnu kadar kıpırtısızdı." -C. Uçuk. 2. zf. Kıpırtısı olmadan: "Dümen başında kıpırtısız duran adam, hiçbir şey bilmiyor." -Z. Selimoğlu.
"kıpırtısız" için örnek kullanımlar
Fransa kökenli bu soy, öbür spanyeller gibi avı ürküterek havalandırmak yerine olduğu yerde kıpırtısız durarak gösteren (ferma yapan) tek Kaynak:Spanyel
Barton bir sahnede Lipnick ile kocaman kıpırtısız bir yüzme havuzunun yanında buluşur. Bu durum Lipnick'in stüdyonun başında yer aldığını Kaynak:Barton Fink