kırıcı ne demek?
- 3 sözlük, 3 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
kırıcı anlamı
sf. 1. Kırma işini yapan. 2. mec. Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.): Kırıcı bir davranış. 3. mec. Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyen, engelleyen: Grev kırıcı. 4. fiz. Kırınım oluşturan: Kırıcı orTam. 5. is. tic. Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse, kuruluş.
sf. 1. Kırma işini yapan. 2. mec. Kaba, sert, çevresindekileri inciten (davranış, söz vb.): Kırıcı bir davranış. 3. mec. Bir şeyin gerektiği gibi gelişmesini, oluşmasını önleyen, engelleyen: Grev kırıcı. 4. fiz. Kırınım oluşturan: Kırıcı orTam. 5. is. tic. Senet, tahvil, bono ve süresi gelmemiş alacaklarla ilgili alışveriş veya işlem yapan kimse, kuruluş.
Türkçe - İngilizce
kırıcı anlamı
isim
1) breaker
sıfat
1) scathing
2) harsh
3) unkind
4) cutting
5) galling
6) disobliging
7) injurious
8) offending
9) stinging
10) invidious
11) scorching
12) shocking
isim
1) breaker
sıfat
1) scathing
2) harsh
3) unkind
4) cutting
5) galling
6) disobliging
7) injurious
8) offending
9) stinging
10) invidious
11) scorching
12) shocking
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
kırıcı anlamı
Hayvan ve başka şeyler alıp satan kimse.
Hayvan ve başka şeyler alıp satan kimse.
-Amasya
-Trabzon
kırıcı eş anlamlısı
kuruluş
is. 1. Kurulma işi: Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu 1923'tedir. 2. Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis: Hastaneler, okullar, bankalar, fabrikalar birer kuruluştur. 3. mec. Yapı, yapılış, bünye. 4. mec. Kasılma. 5. ask. Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı.
is. 1. Kurulma işi: Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu 1923'tedir. 2. Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis: Hastaneler, okullar, bankalar, fabrikalar birer kuruluştur. 3. mec. Yapı, yapılış, bünye. 4. mec. Kasılma. 5. ask. Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı.
senet
is. 1. tic. Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit: "Bu zarflar hisse senedi dolu idi." -F. R. Atay. 2. esk. Dayanılan veya dayanılacak olan şey.
is. 1. tic. Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit: "Bu zarflar hisse senedi dolu idi." -F. R. Atay. 2. esk. Dayanılan veya dayanılacak olan şey.
tahvil
is. (tahvi:li) 1. Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı senet. 2. esk. Değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme.
is. (tahvi:li) 1. Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı senet. 2. esk. Değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme.
"kırıcı" için örnek kullanımlar
Nakdi para yardımının onur kırıcı olduğunu düşünüyorum.
I think that degrading cash subsidies.
Kaynak: haber.stargazete.comAncak aleyhimize hataları maçın kırıcı hataları oldu.
Errors and errors in the match against us, however, was the hammer.
Kaynak: bloomberght.comSabırlı olmak, efendiliğimizi korumak, kırıcı olmamak, umutsuz olmamak ve kenetlenmek lazım.
To be patient, to protect efendiliğimizi, not degrading, but not desperate and need to mesh with.
Kaynak: urfahaber.netAleyhte hatalar hep kırıcı hatalar oldu.
Errors are errors that had always been con breaker.
Kaynak: sabah.com.trKüfür, hoş olmayan, kırıcı, incitici ve görgüsüz, mahalle ağzının kullandığı sözlerdir. Eskiden küfür olarak sayılan bazı kelime ler bugün
Kaynak: Küfür (söz)
Kaynak: Küfür (söz)
Zombi bilgisayar, (genelde yalnızca zombi olarak kısaltılır) genel ağa (internet) bağlı, bir kırıcı (hacker) tarafından bilgisayar virüsü
Kaynak: Zombi bilgisayar
Kaynak: Zombi bilgisayar
Kırılma kurallarına göre çok kırıcı ortamdan az kırıcı ortama geçen ışık yüzey normalinden uzaklaşacak şekilde kırılır. Az kırıcı ortamdan
Kaynak: Kırılma (fizik)
Kaynak: Kırılma (fizik)
espriyi yeteri kadar komik bulduğu kadar gülecek sebep bulundurmayan bir durum olarak da, kırıcı veya kırıcı olmayacak şekilde de bulabilirler.
Kaynak: Komedi
Kaynak: Komedi
Miyoplarda, gözün kırıcı bileşenleri gözün ön-arka çapına göre fazla güçlüdür, veya gözün ön-arka çapı gözün kırıcı bileşenlerine göre
Kaynak: Miyopi
Kaynak: Miyopi
Korneanın ön yüzeyi gözün temel kırıcı bileşenidir (diğer kırıcı bileşen ise lens tir). Kornea ve lens, dış ortamdan gelen ışığın etkin
Kaynak: Kornea
Kaynak: Kornea
Uzaydan gelen ışıklar merceklerden doğrudan geçip göze geliyorsa bu türe de kırıcı teleskop adı verilir. Dünyadaki en büyük yansıtıcı
Kaynak: Teleskop
Kaynak: Teleskop
A-) Çeneli kırıcı B-) Darbeli //C-) Tersiyer //D-) Dere Malzemesi KIRICI E-) Kübikser ( İşletme maliyetlerinin düşük olması nedeniyle
Kaynak: Konkasör
Kaynak: Konkasör
Çok iyi elektrik yalıtkanı olmalarının yanı sıra hidrolik sıvılarda ve emülsiyon kırıcı maddelerde, ayrıca dokunma ve kâğıt gibi çeşitli
Kaynak: Silikon
Kaynak: Silikon
1820 yılında Avusturya hükümeti Bolzano'nun bu yıkıcı ve kendileri için kırıcı olan konuşmalarından dolayı onu ülkeden uzaklaştırdı.
Kaynak: Bernard Bolzano
Kaynak: Bernard Bolzano
Rus buz kırıcı gemileri tarafından keşfedilen ada 58 kilometrekare büyüklüğündedir ve en yüksek noktası 123 metredir. Kategori:De Long
Kaynak: Johova Adası
Kaynak: Johova Adası
Lig heyetindeki İngiliz ve Rum üyelerin baskısı üzerine; Galatasaray oyuncusu Adnan İbrahim Piroğlu , çok sert ve kırıcı oynamasından
Kaynak: 1911-12 İstanbul Futbol Ligi
Kaynak: 1911-12 İstanbul Futbol Ligi
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
