kıvırmak anlamı
(-i) 1. Herhangi bir şeyi bükmek: "Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi." -H. R. Gürpınar. 2. Kenarından katlamak. 3. Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek. 4. Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek. 5. Uydurup söylemek: Gene yalanları kıvırmaya başladı. 6. (-e) Sapmak: Araba birdenbire sağa kıvırdı. 7. (nsz) Yapmak istememek, yan çizmek. 8. (nsz) mec. Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek: "Hâlbuki Nahit onu odasına çekip de baş başa prova yaptığı zamanlarda pekâlâ kıvıracağa benziyordu." -T. Buğra.

kıvırmak anlamı
fiil
1) curl
2) squirm
3) fold
4) tuck
5) twist
6) bend
7) curl up
8) drape
9) wind
10) crimp
11) gauffer
12) goffer
13) crook
14) turn back
15) turn down
16) handle
17) do successfully
18) manage
19) angle
20) wind up
21) tuck up
22) tuck in
23) meander
24) inflect
25) gopher
26) frizzle
27) frizz
28) frill
29) fold down
30) entwist
31) entwine
32) enfold
33) crisp
34) contort
kelime öbeği
1) squirm out of
isim
1) have a command of

kıvırmak anlamı
Aşırmak, çalmak.

-Kütahya
Tokat, Bozan -Eskişehir
Ağlı *Küre -Kastamonu
*Kargı -Çorum
-Samsun
*Merzifon -Amasya
*Bor -Niğde
*Nizip -Gaziantep
*Mut ve köyleri -İçel
Yerkesik -Muğla