klişe anlamı
is. 1. Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha: "Klişecilik sanatını usta bir klişeci kadar bildiği hatta kendisi de klişe yaptığı için, siyah ve beyazın tonlarını son derece hünerle kaynaştırır." -Y. Z. Ortaç. 2. sf. mec. Basmakalıp (söz, görüş vb.): "Söylediği sözün klişe olduğunu, bir yazarın klişelerle yazmamak zorunda olduğunu kabul etmez o." -N. Cumalı.

klişe anlamı
isim
1) cliche
2) stereotype
3) commonplace
4) printing block
5) stereo
6) cut
7) stereoplate
sıfat
1) cardboard box

klişe anlamı Fr.cliché
1. Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal levha: § "Klişeleri basılmış imzasız mektuplar almışım." -Adalet Ağaoğlu, Göç Temizliği, 118. § "Sararmış kapakta kötü klişe ve mürekkeple basılmış bir resim vardı." -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 295. 2. mec. Basmakalıp (söz, görüş vb.): § "… her edebiyat eseri için klişe sözlerinin dışında sözlerde söyleyebiliyorlar…" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 20. § "Türk şiirine ve nesrine halk dili klişelerini ve argoyu sokmaya çalışır." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 175. § "… böylece cemiyet, Frenk düşüncesinin Frenk tabirinden doğma klişesini Türkçeye çevirmekle isimler dirilmiş oldu." -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 43. § "Klişelerin aksine, iyilikle yumuşaklık yan yana durmuyordu bu güzel yaşlı kadının yüzünde." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 50. § "Bu cümleler Genç Türk düşüncesinin klişeleri olmaya devam ediyordu." -Peyami Safa, Türk İnkılabına Bakışlar, 72. § "…sütun sahiplerinin beylik klişelerine inanmayı sağda solda bunları tekrarlamayı aydın olmanın gereği sayıyorlar." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 22. § "Ama bu okuyucu topluluğu muhteva arar, güzel tertip, klişe arar." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 27. 3. Yazı başlığı:§ "Refik Halit'in başka bir dergide "Zend-Avesta" klişesi Altında bir nesir serisi yayınlamaya başlaması üzerine." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 51.