kokot anlamı Fr.cocotte
Fingirdek, yosma, oynak: § "
Aktris, sefahete kanıksamış, hayalsiz ve bezgin bir kokottu." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 122. § "
Fakat bir kokot pişkinliği elde edemedin." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 135. § "
O Paris ki Emile Zola ve rüfekası orada kokotlardan ve bunlara perestiş erbabından başka hemen kimseyi görmezler." -Ahmet Midhat Efendi, Müşahedat, 5.