kolonya anlamı İt..colonia
Hafif kokulu tuvalet ispirtosu: § "
Çantasından çıkardığı kolonya ile bir kat daha temizleniyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 98. § "
Gözlerimize uzun uzun serpantin şimşekleri çakıyordu ve başlarımıza, bitmeyen bir kolonya yağmuru yağıyordu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 132. § "
Kolonya ile ovmak lazım, ne yapmalı?" -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 33. § "
Züleyha'nın kolonyasıyla ellerini temizledi..." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 16. § "
Sepetten peynir, şekerler, kolonyalar, ilaçlar çıktı." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 32. § "
Cebinden küçük bir kolonya şişesi çıkarır." -Adalet Ağaoğlu. Kendini Yazan Şarkı Evcilik Oyunu. s. 66. § "
Tamam bir hafta oluyor, bir şişe kolonya alamadım." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 121. § "
Albay kolonyayı öne sürüyor ve esasının alkol olduğunda ısrar ediyor." -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 192. § "
… elinde kolonya şişeleriyle peşinden koşturan…" -Elif Şafak, Mahrem, 179. §
"Sonra ev sahibi refleksiyle limon kolonyası ikram etmek istedi." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 55.
"Radyodaki alaturka ve alafranga müziğe, haberleri ve banka, kolonya ve milli piyango reklâmları dinlerken sürekli konuşurlardı." -Orhan Pamuk
, Kara Kitap, 14. § "
Alaca karanlık elleri limon kolonyalarına bulanmş, saçı başı dağınık bir kadın." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 340.