kombinezon anlamı Fr.combinaison
1. Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme: § "
... yalnız deruni kombinezonların mecazi ve sembolleşmiş ifadesi değildir." -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 65. § "
O kombinezonu tasarlarsın, ondan bu kombinezona geçersin." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 115. § "
Enstitünün lağvı ile bir yığın kombinezon ortadan kaybolmuş bir yığın dostluk âdeta uçmuştu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 367. § "
Biliyorsunuz ki, idare hayatında kombinezonsuz iş görmek mümkün değil." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 59. § "
Halkı merkezden istismar etmenin kombinezonlarında rol oynamak..." -Necip Fazıl Kısakürek
, İhtilal, 104. § "
Yoksa konağın üstüne oturmak için yeni bir kombinezon mu buldunuz?" -Necip Fazıl Kısakürek, Ahşap Konak, 254. § "
Hem benim anladığım bu kombinezon, Kâtip Rıza'nın kuracağı kombinezon değildir." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 9. 2. Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı: § "
Kombinezonumun düğmesini kopardınız." -Peyami Safa, Canan, 80. § "
Baktı Aysel, üstünde kurbağa yeşili bir kombinezonla."
-Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 194. § "
Pembe ve çok kısa bir kombinezon, siyah ipekli çoraplar." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 59. § "
Kirli kombinezonunun altında titreyen, yaşlıca yüzünün boyaları birbirine karışmış bir kadının kucağından zorla ayrıldı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 242. § "
Kirli bir kombinezonla kaldı." -Reşat Nuri Güntekin, Damga, 114.