Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

konjonktür ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü

konjonktür anlamı
bakınız» çevrim

Güncel Türkçe Sözlük

konjonktür anlamı
is. 1. Geçerli durum. 2. Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç: "Seçim konjonktürü böyle ülkelerde bazen pek duygusal, pek yüzeysel faktörlerle değişebilir." -H. Taner.

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

konjonktür anlamı Fr.conjoncture
1. Geçerli durum. 2. Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç: "…olay türkiye'nin toplumsal gelişmesiyle ilişkili bambaşka bir konjonktürün sonucudur." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 107.

"konjonktür" için örnek kullanımlar

Roger Federer: Efsane tenisçi mi yoksa konjonktür adamı mı?
Roger Federer: The Legend tennis or conjecture guy?
Kaynak: blog.radikal.com.tr
Özelleştirme konjonktür meselesi ve son 3 yıldır da hedefin çok gerisinde kaldık.
Customizing a matter of conjecture, and the last 3 years remained far behind the target.
Kaynak: iha.com.tr
Bilişim ve telekomünikasyon branşlarındaki yeniliklerin sergilendiği CeBIT aynı zamanda konjonktür barometresi yerine de geçiyor.
IT and telecommunications business cycle barometer of branches at the same time instead of going through innovations on display at CeBIT.
Kaynak: dw.de
İş döngüsü, ekonomik döngü veya konjonktür devresi, ekonomik aktivite veya üretimde birkaç ay veya yılı aşan ekonomik dalgalanmaları
Kaynak: İş döngüsü
Futbol milli takımının İkinci Dünya Savaşı 'ndan kaynaklanan siyasi konjonktür nedeniyle 1937-48 yılları arasında ulusal müsabaka
Kaynak: Melih Kotanca
konjonktür dalgalanmalarının şirketlerin bünyelerinde yaratabileceği sarsıntıları çeşitli çalışma konularını içine alan bir topluluk
Kaynak: Sönmez Holding
gündelik yaşamda geleneksel inanışlar ve dini inanca dayalı, konjonktür ile uyuşmayan kadın-erkek ayrımı ve erkeklerin üstünlüğü
Kaynak: İslamcı feminizm
Orta ve uzun dönemde konjonktür seyrine ve uygulanacak para ve maliye politikalarına göre enflasyon olağan sayılabilecek düzeylere
Kaynak: Phillips Eğrisi
yerel niteliği nedeniyle ithalinin ve ihracının uluslararası konjonktür, krizler, savaşlar gibi faktörlerden etkilenmemesi; konutlara
Kaynak: Jeotermal enerji
Tinbergen bu çalışma tarzını konjonktür dalgalanmaları konusuna uygulamayı denedi. Gerek bu dalgalanmaları açıklayan, gerekse konjonktür
Kaynak: Jan Tinbergen
ülkelerde 1970'lerden sonra baş gösteren krizin asıl nedeni John Maynard Keynes 'ten esinlenerek uygulamaya sokulmuş konjonktür politikalarıdır.
Kaynak: Milton Friedman
Bu yüzden de ortaya çıkan imaj; gerçeğin bir yansıması olmaktan ziyade, nesnel temelleri olmayan konjonktür el, kurgu sal ve çarpıtılmış
Kaynak: Hristiyanların İslamından Müslümanların İslamına (kitap)
Bu değişimde, halen sürmekte olan İkinci Dünya Savaşı 'ndan kaynaklanan siyasi konjonktür etkili olmuş olabilir. Diğer bir örnekte 1937
Kaynak: Kırık Kulak
Ancak, özellikle 1980 sonrası konjonktür köyün yoğun göç vermesine sebep olmuştur. Buna bağlı olarak ekili alan ve beslenen hayvan
Kaynak: Çıtak, Karakoçan
hesapları Empirik konjonktür dalgalanmaları çalışmaları İktisadî büyüme nitelikleri | ödüller Nobel Ekonomi Ödülü (1971) | imza | ek_bilgi
Kaynak: Simon Kuznets
Özellikle, '1960'lardan sonra yoğunlaşan siyasal konjonktür içinde ırkçılık karşıtı hareketlerde yer aldiği, Fransa'daki Cezayir 'li
Kaynak: Jacques Derrida
Bu, döngüsel olmayan bir konjonktür politikasıyla başarılabilir. Ancak bunun yalnızca zayıflık dönemlerinde döngüsel olmayan bir şekilde
Kaynak: Sosyal liberalizm
ona göre daha az önemli olan eğilimlerin ve tarihçilerin geleneksel olarak üzerine yoğunlaştıkları olayların oluşturduğu konjonktür vardır.
Kaynak: Emmanuel Le Roy Ladurie
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.