kontes anlamı Fr.comtesse
Kontun karısının taşıdığı unvan: § "
Avizelerde yanan elektrik ışıkları Altında bu geniş ve ılık salonda doğrusu bir markizi veya kontesi hatırlatmıyor değildi." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 88. § "
yine de kendimi yoksul hissettim, süngüsüz kontesler gibi hissettim" -Adalet Ağaoğlu, Sen
türkiye'ninEn Güzel Kazasısın
, 173. § "
Mesela bir sefaret kâtibi bir kontes veyahut prenses huzura takdim olunduktan sonra..." -Ahmet Midhat Efendi, Karnaval, 5. § "
Saatin ilerlediğini ve kontesin hâlâ gelmediğini görerek pek muzdarip oluyordu." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 248. § "
Toledo'da tanıştığı genç kontesten ve onun çok charmante annesinden söz ediyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 157. §
"Çarın karşısında bile gayet laubali, prensler, kontesler…" -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 278. §
"Gerçi bir ara bir kontesle kırıştırıp…" -Elif Şafak, Şehrin Aynaları, 48.