koridor anlamı Fr.corridor
1. Bir yapıya girmeyi sağlayan veya odaları birleştiren genellikle dar geçit, geçenek:§
"Avukat yazıhanesi, mahkeme koridoru arasında geçen bu hayat onu âdeta büyülemişti." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 123. § "
Ben odamda kitap okurken, koridorda Ahmed Bey'in kahkaha sedaları gelir." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, s.267. § "
sağda antreye ve mutfağa, solda küçük bir koridor üstündeki banyoya ve öteki odalara açılan birer kapı." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar-Kozalar, 312. §
"Zaten iktilaftan memnu olanların koridorlarında jandarma neferatından başka kimse yok ki." -Ahmet Midhat Efendi, Jön Türk, 178. §
"Rüyasında cinayet mahkemesinin loş koridorlarını gördü." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 185. §
"Onun için bir müddet koridorda beklemeği tercih etti." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 17. §
"… Baş Şvesteri işaretle koridora çağırdı..." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 5. § "
Merdivenlerden çıkıp koridorda yürüyen gürültüyü beyler ve Nuri Usta da duymuştu." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 167. §
"Bu dinleyicilerin o daracık localara sığamayıp ardına kadar açık kapılardan koridora aştıklarını; hatta bazılarının en arka iki yan sıradaki mebusların arasına karışacak kadar odayı tıklım tıklım ettiklerini onlar da görüyorlardı!" -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 86. § "
Efendilerden biriyle koridorda uzun konuşma." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 63. §
"Geniş, aydınlık ve temiz koridorlardan geçilerek bir büyük salona alındım." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 172. §
"Tek ve 40 mumluk bir elektrik ampulünün altında uzayan uçsuz bucaksız koridordan gece bekçisi geçiyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 59. §
"Hamamın giriş kapısından, dar bir koridorla, iki katlı tasarlanmış…" -Elif Şafak, Pinhan, 88. § "
Geniş ve kısa koridordan yürüyüp arkaya geçtiler." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 66. § "
Sonra koridordan, salondan, sınırları belirsiz siyah bir karaltı olarak geçip, banyoya girdi." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 266. § "
Dünyayı dolaştım, ne uzun geldi ne zari - Bir tahta beşik, beş on kucak, bir koridor." - Nurullah Ataç, Diyelim Söz Arasında Deneme, 91. 2. Geçmeye yarayan dar ve uzun aralık, dehliz:§
"Küçük yol, meydanın ve etrafın her yaz kendiliğinden peydahladığı bütün kokuların dar koridoru idi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 46. § "
Her zaman ana giriş kapısında, koridorlarda nöbet tutan erlerin tüfekleriyle dershanenin önünde bir duvar oluşturduklarını." -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 106. § "
Böyle bir müzenin iki tarafı felaket tablolarıyla dolu koridorunda geçiyor hayatı…" -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 27. §
"Kollarıyla havada bir koridor açarak yürüyor, olmayan bir kalabalıktan koruyordu onu." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 55. § "
Koridordan bir ses, telefona soruyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 57. 3. İki devlet arasındaki dar toprak parçası.