korsan anlamı İt..corsaro
1. Düşman veya kendi ulusunun gemilerine saldıran deniz haydudu, deniz hırsızı: § "
Biz korsanız, korsan." -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar s. 56. § "
... yağma eden korsanlar gibi..." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 282. § "
Korsanlıktan sonra çetecilik ha." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Şeyler, 165. § "
… plaketimi, bir korsan gemisi gibi kuşanmaya gitmeyecek miydim?" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 33. § "
Eğer Panama Kanalı'ndan geçip Yeni Gine'ya gidinceye kadar yolda Çin korsanlarına rastlasaydık, yahut Atlantik'i aşan gemimizde yangın çıksaydı, yazardım herhâlde." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 125. §
"Korsan kurulup kaçar." -Ahmet Rasim, Tarih ve Muharrir, 85. § "
Kayalıklarda dolaşırken onu korsanlar çalmış." -Necip Fazıl Kısakürek, Sabır Taşı, 151. §
"… Kazak korsanları yakalanıp şehrin muhtelif semtlerinde kazığa vurulurken…" -Elif Şafak, Şehrin Aynaları, 247. §
"O yıllardır aradığı defineye Tam ulaştığını düşündüğü anda define sandığının boş çıktığını gören bir korsan kadar aldatılmış ve bir o kadar da hırsız ruhlu hissediyordu kendini." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 80. 2.
mec. Başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse. 3.
mec. Bir hakkı izinsiz olarak kullanan: §
"Korsan, işe yaramaz, bayat midye!..." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 35.