takip etmek1) yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek:
"Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." -Ö. Seyfettin. 2) belli bir yöne gitmek:
Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız. 3) uymak:
Modayı takip etmek. 4) bir şeyi izlemek:
"Böylesi anlarda, diziyi çarpık bir nazarla takip etmekten geri duramıyor." -E. Şafak. 5) dikkatle dinlemek, anlamak:
Öğretmenin anlattıklarını takip etmek. 6) kovuşturmak:
"Vaziyeti yukarıdan ve bizzat takip etmek lazım geldi." -Atatürk. 7) hemen arkasından gelmek:
"Bu hoyrat düşünceleri bir şimşek süratiyle taban tabana zıt fikirler takip ediyor." -H. Taner.