kral anlamı Sırp. kral
1. En yüksek devlet otoritesini, bütün devlet başkanlığı yetkilerini kalıtım veya soylularca seçilme yoluyla elinde bulunduran kimse: § "
Zira İspanya kralı payitahtından nasıl ayrılabilir, Pavlos ticarethanesinden bir yere ayrılamaz." -Ahmet Midhat Efendi, Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar, 88. § "
Roma imparatorları, krallar, büyük diktatörler hep kendileri gibi düşünsünler diye..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 17. § "
Yunan Kralı Atatürk'ü son uğurlayışta kendini başbakanı ile temsil ettiriyordu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 12. § "
Bir kralın başını parçalamak istiyorum." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 145. § "
Biraz ileride gördüğünüz şu bina kralın sarayı." -Ruşen Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 24. § "
Kendisini kral ve millet tutmuş ve menkûb addolunduğu zamanlarda bile parlamentonun ekseriyeti kendisine zahir olmuş..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 54. § "
Han kralı sanını taşıyan Hsin'e vermişti." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 188. § "
Buraya kimler gelmezdi? İmparatorlar, krallar, prensler, sefirler, vezirler, mareşaller…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 380. § "
Bu miting esnasında İngiltere kralının mümessili, tepesinde İngiltere İmparatorluğu bayrağı dalgalanan bir kürsüye çıkarak yerli İngiliz diliyle yazılmış bir beyanname okumuş." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 126. §
"Bulgaristan kralı Ferdinadla ilk defa karşı karşıya geldiğim zaman aynı hatada bulunduğumu hatırladım." -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 82. § "
… izlemek üzere kralın sarayına gelenler de ikiye ayrılırdı." -Elif Şafak, Mahrem, 139. §
"Benim, anavatan İngiltere ve Kral'a karşı bağlılığımdan hiç kimse kuşkuya düşemez." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 58. § "
Hani Kral Dara bir av sırasında kalabalıktan ayrılmış tepelerde gezintiye çıkmış." -Orhan Pamuk, Benim Adım Kırmızı, 324. § "
Adama harıl harıl dudaklarını yediriyor; biraz sağ memesini yediriyor; kuyruk sokumunda rezil bir ter yumuşaklığı, üşümeye benzer ürpermeler duya duya, portföyün lira gözlerindeki onluk ve yüzlük dolarlar iki adet yunan krallığı posta pulu, irili ufaklı tüccar karvizitleri bulup çıkarıyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 318. § "
Yaşasın kral!..." gibi sadece bir söz değil." -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 97. 2.
mec. Herhangi bir alanda başkalarından üstün olan kimse: § "
Kral gibi bir şeyim ben burada." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Şeyler, 130. §
"… alçakgönüllülüğünden memnun bir kral edasıyla, teşekkür beklemediğini gösteren bir el hareketi yaptıktan sonra…" -Elif Şafak, Şehrin Aynaları, 28. 3.
mec. Çok başarılı ve zengin iş adamı. 4. Üstün, çok iyi.