Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
kruvaze anlamı Fr.croisé
Ön parçaları birbiri üzerine gelecek biçimde yapılmış olan ceket, yelek: § "Gözlerinin önünden de kruvaze ceketli, efendi hâlli yaşlıca birinin hayalinin geçtiği an..." -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 110. § "Lacivert bir elbise giymiş. Kruvaze." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 29.