azgın sf. 1. Azmış olan, azılı:
"Bakışları insanlıktan çıkmış, sanki karşımda ürkmüş, azgın bir hayvan var." -A. Ümit. 2. Çabuk iltihaplanan, yarası hemen kapanmayan (ten). 3. Çok yaramaz (çocuk). 4. Cinsel istekleri aşırı olan:
"Senin gibi azgın bir delikanlıya vereceğim ilk ders, doyurabildiğin kadının sana vereceği tadın ne kadar önemli olduğudur." -R. Mağden. 5. Coşmuş, taşmış:
"Fırtınadan sonra şaşakalır insan, anlayamaz o azgın denizin ne kerametle, nasıl durulduğunu." -A. Erhat. 6. Gözü hiçbir şeyden yılmayan.
saldırgan sf. Başkasına saldıran, yapısında saldırma özelliği olan (devlet, kimse, hayvan), agresif, mütecaviz:
"Bu saldırgan angutlar, kuru gürültüden başka bir şey değildir." -S. Birsel.