kesik is. 1. Gazete, dergi vb.nden kesilmiş yazı, kupür:
"İçinde bir gazete kesiği var." -F. R. Atay. 2. Kesilmiş olan yer:
Parmağındaki kesikler. 3. Çiğ sütten yapılan yağsız peynir, çökelek, ekşimik. 4.
sf. Aralıklı:
"Derinlerden gelen kesik düdük sesleri arasında, evimin ve çocuklarımın çığlığını yakalamak için bir hayli uğraştım." -N. F. Kısakürek. 5.
sf. Kesilmiş olan:
"Biri saçları kesik, gözleri ayrık, dişleri dökük fakat çok dinç ve güzel bir nineydi." -H. E. Adıvar. 6.
sf. Kesilerek bozulmuş olan:
Kesik süt. 7.
sf. Kısa. 8.
sf. sp. Takım kadrosuna alınmamış (oyuncu). 9.
sf. argo Parası olmayan. 10.
sf. argo Tutkun, hayran. 11.
hlk. Tarla, bağ ve bahçe çevresine açılan hendek.