Tek
kural var, o da kurada ilk çekilen takım ilk maçı evinde oynayacak.
There is only one rule, and he draw the first team drawn will play the first match at home.
Kaynak: aksam.com.trAncak sürekli
kural kitabına göre maç yönetmesi en büyük eksikliği.
However, the greatest lack of continuous rule by the book to manage the match.
Kaynak: hurriyet.com.trDiğer kantonlara oranla Appenzell en katı
kural uygulayan tek kanton.
Compared to other cantons of Appenzell canton that applies the most stringent rules.
Kaynak: postgazetesi.comİşte bu
kural da, Eşref'e tam 8 yılın sonra gümüşü getirdi.
That rule, a full 8 years after the silver brought Eşref.
Kaynak: fanatik.com.trKarşılıklılık etiği veya altın
kural, diğerlerine karşı adaletin sağlandığına emin olabilmesi için bir kişinin herhangi bir davranışta
Kaynak: Karşılıklılık Etiğicanlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan
kural ve prensipler. Taksonomi terimi Yunanca taksis (düzenleme) ve nomos
Kaynak: TaksonomiX86 Intel 'in ilk mikroişlemci lerinden olan 8086 ile ilgili yazılımlama
kural larını ifade eden bir tanımlamadır. Intel 'in önemli
Kaynak: X86Türkiye'de halk dilinde imece usulü denilen topluca yardımlaşmanın resmi olarak belli
kural kanun ve düzene göre yapılma işlemine verilen
Kaynak: KooperatifEgemenlik ya da hâkimiyet, bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki
kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir. Bu güç siyasi erkin
Kaynak: EgemenlikKanonik sözcüğü, Yunanca kanon (kanun,
kural) kökünden türemiş bir sıfat . " "genel olarak kabul edilen" veya "otorite lerce doğrulanmış"
Kaynak: Kanonik