blöf(I)
is. 1. İskambil oyunlarında elindeki kâğıtları olduğundan başka gösterme davranışı:
"Pokerde blöf yakalama meraklısı idi." -T. Buğra. 2. Karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı:
"Bu, bana bir blöften ziyade bir şantaj gibi görünüyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu.
korku is. 1. Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü:
"Yarı çocuk kalbimde korku, kapıya yaklaştıkça büyüyor." -Y. Z. Ortaç. 2. Kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara:
Yollarda korku kalmadı. 3.
ruh b. Gerçek veya beklenen bir tehlike ile yoğun bir acı karşısında uyanan ve coşku, beniz sararması, ağız kuruması, kalp, solunum hızlanması vb. belirtileri olan veya daha karmaşık fizyolojik değişmelerle kendini gösteren duygu.