Aydın, artık günün büyük bölümünü, spor salonunda bacaklarını
kuvvetlendirmek için çalışarak geçiriyor.
Aydin, now most of the day in the gym, working to strengthen his legs having.
Kaynak: hurriyet.com.trBalkanların bir kalbi olarak baktığımız, yüreğimizin aynı çarptığı bir ülke konumunda olan Bosna Hersek ile bağları daha fazla
kuvvetlendirmek gerekli.
Looking at the heart of the Balkans, Bosnia and Herzegovina, which is a country of hearts but strikes to strengthen ties with the more necessary.
Kaynak: bursadabugun.comAromalar, koku veya tat vermek ya da gıdaların sahip olduğu koku veya tadı
kuvvetlendirmek ya da değiştirmek amacıyla gıdalara ilave edilen
Kaynak: AromaBirbiriyle çelişen ya da zıt iki kavram ın, anlamı
kuvvetlendirmek için bir arada kullanılmasıdır. Cümle bazında olursa paradoks adını
Kaynak: OksimoronTeşbih, sözün anlamını
kuvvetlendirmek için aralarında benzerlik bulunan iki kavram dan zayıf olanın güçlüye benzetilmesidir.
Kaynak: Teşbihkodlanmamış dizi ler, kimyasal sentezlenmiş oligonükleotidler gibi kısımlarını ve nadiren kırılmış DNA'yı
kuvvetlendirmek için de kullanılabilir.
Kaynak: Moleküler klonlamaMayının ana gövdesi asfalt emdirilmiş mukavva dan oluşmakta olup
kuvvetlendirmek için talaş kullanılmıştır. Cam kullanılan ana baskı
Kaynak: TMB ve TMSB serisi mayınlarPolitik birlikteliği
kuvvetlendirmek için Fulvia kızı Clodia'yı genç Octavian'a eş olarak teklif etti çünkü Lepidus karısını yeğeni
Kaynak: Clodia PulchraNürnberg toplanmalarının ilk görünüşü, Adolf Hitler 'in aşırı yüceltilmesini
kuvvetlendirmek ve Almanya'nın kurtarıcısı olarak Hitler'i
Kaynak: ReichsparteitagBu 40 günde maddî bağları azaltıp mânevî tarafı
kuvvetlendirmek için kırk gün az yemek, az içmek, az konuşmak, az uyumak, çok ibâdet
Kaynak: Erbainbuhranı ve mefhumlar anarşisi ile mücadele ederek milli varlığımızı meydana getiren unsurları yaşatıp
kuvvetlendirmek" olarak belirtilmiştir.
Kaynak: Kocaeli Aydınlar OcağıYine bu etkiler sebebiyle alıç, yaşlılarda kalbi
kuvvetlendirmek, yüksek tansiyonlu hastalarda kalbe destek olmak, bilhassa ateşli
Kaynak: Alıç, IlgazNu Park'ın müziğinde, elektronik alt yapı, duygusal unsurları
kuvvetlendirmek üzere kullanılmaktadır. Nu Park müzikleri ve videoları için:
Kaynak: Nu parkdesteği, iyileşeceğine olan inancı yitirmemek aksine giderek bu inancı
kuvvetlendirmek kanserle barışık olmayı sağlayacak başlıca faktörlerdir.
Kaynak: Kanserli hastaClaudius onunla belki de imparatorluk ailesi ile olan bağlarını
kuvvetlendirmek için evlenmişti. Messalina'nın Claudius'tan, geleceğin
Kaynak: Valeria MessalinaAyrıca toprak ve su koruma ile bentleri
kuvvetlendirmek amacıyla ekimi yapılır. Diğer yandan kısa sürede ürün alanını işgal ederek sorun
Kaynak: Ayrık otukullanıyorsa, gruba yeni üyeler eklemek, iyi seçim yapabilecek çoğunluğu artırmak yani "doğru" seçim olasılığını
kuvvetlendirmek anlamına gelecektir.
Kaynak: Organizasyon1868'den itibaren ise Osmanlı Devleti'nin merkezi otoriteyi
kuvvetlendirmek için eyalet sistem inden vilayet sistemine geçmesiyle
Kaynak: Mısır HidivliğiTimoşenko cepheleri
kuvvetlendirmek için önde gelen tüm subayları kıta görevlerine gönderir. Tümgeneralliğe terfi eden Malinovski Odessa
Kaynak: Rodion MalinovskiSonraki gün Anna bağlarını yeniden
kuvvetlendirmek amacıyla kitabevine bir hediye çerçeveyle uğrar ama Will onu reddeder. Bu olaydan sonra
Kaynak: Aşk Engel Tanımaz