levanten anlamı Fr.levantin
1. Yakın Doğu ülkelerinden olduğu hâlde Avrupalı gibi görünen Hristiyan, tatlı su Frengi: § "
Türkler memleketimize dönüşlerde ya Levanten mahallelerde yaşayarak…" -Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 35. § "
Anası Maltiz iken İstanbul'da yerleşik kalan ve binaenaleyh Levanten denilen bir familyadandı." -Ahmet Midhat Efendi, Müşahedat, 100. § "
Levanten dediğimiz tatlı-su frenklerinden biri:" -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 90. 2. Avrupalı gibi görünmeye özenen, züppe tavırlı: § "
Bir Levanten atıldı." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 13. § "
Yahudi tüccarlar, levantenler, avizeler ve ipek perdeler ve her zaman hazır ve terbiyeli garsonlar." -Orhan Pamuk
, Cevdet Bey ve Oğulları, 41. § "
Üstelik bu burjuvazi, Osmanlı toplumunun ‘levanten' dediğimiz, kesiminden, yani Müslüman değil." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 39. 3. Bu tavra özgü olan.