lokma ne demek?
- 7 sözlük, 8 sonuç.BSTS / Döşem Terimleri Sözlüğü
lokma anlamı İng. die Osm.lokma
Yivaçarın çelikten yapılmış ve dişi açan parçaları, (bakınız» şek. 4)
Yivaçarın çelikten yapılmış ve dişi açan parçaları, (bakınız» şek. 4)
BSTS / Farmakoloji ve Toksikoloji Terimleri Sözlüğü
lokma anlamı İng. bolus
Haptan daha büyük ve onlara göre daha yumuşak olan ilaç biçimi.
Haptan daha büyük ve onlara göre daha yumuşak olan ilaç biçimi.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
lokma anlamı Fr. condyle
(biyoloji)
(biyoloji)
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
lokma anlamı
Demir üzerinde diş açmağa yarayan, orta kısmında dört delik bulunan araç. (*Senirkent -Isparta)
Demir üzerinde diş açmağa yarayan, orta kısmında dört delik bulunan araç. (*Senirkent -Isparta)
Güncel Türkçe Sözlük
lokma anlamı
is. (lôkma) 1. Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum: "Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı." -Ö. Seyfettin. 2. Lokma tatlısı. 3. tek. Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet. 4. Yemek: "Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz." -T. Buğra. 5. mec. Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para: "Bu lokma sizin için çok büyüktür; boğazınızdan geçmez, yuTamayacaksınız ve boğulacaksınız." -P. Safa.
is. (lôkma) 1. Ağza bir defada alınıp götürülen yiyecek parçası, sokum: "Öbür yemeklerden bile ağzına bir lokma koyamadı." -Ö. Seyfettin. 2. Lokma tatlısı. 3. tek. Türlü kalınlıktaki cıvataları, boşluğuna geçirip sökmeye veya sıkıştırmaya yarayan metalden alet. 4. Yemek: "Bu akşam lokmayı beraber yeriz, tanışmış olursunuz." -T. Buğra. 5. mec. Genellikle haksız olarak ele geçirilen mal veya para: "Bu lokma sizin için çok büyüktür; boğazınızdan geçmez, yuTamayacaksınız ve boğulacaksınız." -P. Safa.
Türkçe - İngilizce
lokma anlamı
isim
1) morsel
2) bite
3) mouthful
4) bit
5) chew
6) gobbet
7) gulp
isim
1) morsel
2) bite
3) mouthful
4) bit
5) chew
6) gobbet
7) gulp
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
lokma anlamı
(< Ar. lukme) lokma
(< Ar. lukme) lokma
lokma anlamı
< Ar. lukma: Tekke yemeği, kurban kesilerek yapılan özel tören yemeği
< Ar. lukma: Tekke yemeği, kurban kesilerek yapılan özel tören yemeği
lokma eş anlamlısı
sokum
is. hlk. 1. Lokma. 2. Yufka ekmeğinden yapılan dürüm.
is. hlk. 1. Lokma. 2. Yufka ekmeğinden yapılan dürüm.
yemek
(I) is. 1. Yemek yeme, karın doyurma işi: "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." -N. Cumalı. 2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam. 3. Günün belli saatlerinde yenilen besin: "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." -H. Taner. 4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama: "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." -F. R. Atay.
(I) is. 1. Yemek yeme, karın doyurma işi: "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." -N. Cumalı. 2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam. 3. Günün belli saatlerinde yenilen besin: "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." -H. Taner. 4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama: "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." -F. R. Atay.
yemek
(II) (-i) 1. Ağızda çiğneyerek yutmak: "Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." -B. Felek. 2. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek: "Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor." -H. Taner. 3. Isırmak: Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş. 4. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. 5. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak: "Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım..." -M. Ş. Esendal. 6. (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek: Haram yemek. Rüşvet yemek. 7. Harcamak, tüketmek, bitirmek: "Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu." -M. Ş. Esendal. 8. Yasal yoldan cezalandırılmak. 9. Birine alacağını vermemek, ödememek: Bu adam benim yüz bin liramı yedi. 10. Başkasının parasını harcamak: Dalkavuklar çok parasını yemişler. 11. (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek: Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor. 12. Sürekli üzmek, tedirgin etmek: Bu dert beni yiyor. 13. mec. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek.
(II) (-i) 1. Ağızda çiğneyerek yutmak: "Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." -B. Felek. 2. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek: "Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor." -H. Taner. 3. Isırmak: Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş. 4. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. 5. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak: "Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım..." -M. Ş. Esendal. 6. (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek: Haram yemek. Rüşvet yemek. 7. Harcamak, tüketmek, bitirmek: "Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu." -M. Ş. Esendal. 8. Yasal yoldan cezalandırılmak. 9. Birine alacağını vermemek, ödememek: Bu adam benim yüz bin liramı yedi. 10. Başkasının parasını harcamak: Dalkavuklar çok parasını yemişler. 11. (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek: Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor. 12. Sürekli üzmek, tedirgin etmek: Bu dert beni yiyor. 13. mec. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek.
"lokma" için örnek kullanımlar
Tabii ki, bu para dolandırıcılar için kolay lokma sayılıyor.
Of course, this money is considered an easy target for fraudsters.
Kaynak: veteknoloji.com'Son 3 gündür hakkımda çıkan haberlerden dolayı bir lokma uyku uyuyamıyorum.
'The news about the last 3 days I can not sleep because of sleep a bite.
Kaynak: netgazete.comTerim Futbolcularını Schalke'yi kolay lokma olarak görmemeleri konusunda uyardı.
Schalke's so easy to avoid the term Futbolcularını warned.
Kaynak: spothaber.comBugünde vatandaşlarımıza lokma ikramında bulunuyoruz.
Today, we have served along with citizens bite.
Kaynak: haberler.comAcı lokma Temel Gürsu 'ın yönettiği 1986 yılında çekilmiş türk filmidir. Filmin başrol oyuncusu Erol Günaydın 'dır. Dış bağlantılar
Kaynak: Acı Lokma
Kaynak: Acı Lokma
cok eski zamanlarda rivayete göre etrafta lokma dagıtılırken cok cılız zayıf birine 'al jaran bu da senin payın'denmiş ve lokma
Kaynak: Eskikapumahmut, İmranlı
Kaynak: Eskikapumahmut, İmranlı
Orhan Kemal, roman hakkında "Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir
Kaynak: Bereketli Topraklar Üzerinde
Kaynak: Bereketli Topraklar Üzerinde
Yahudilikte borç ve faiz kombinasyonu konusu karmaşık ve detaylıdır. Faiz kelimesinin İbranice si neşeh tir (נשך), anlamı lokma dır; borç
Kaynak: Yahudilikte borç ve faiz
Kaynak: Yahudilikte borç ve faiz
yemekleri arabaşı katmer yöresel: hingal bişi püşürük hello aşı haşo kuymak papa kete lokma. Coğrafya: Yozgat iline 73 km, Yerköy ilçesine 33
Kaynak: Orhan, Yerköy
Kaynak: Orhan, Yerköy
beyaz çikolataların kombinasyonundan , karışımından veya herhangi birinden ya da dolgulu çikolatadan oluşan bir lokma büyüklüğündeki çikolatadır.
Kaynak: Pralin
Kaynak: Pralin
Ayrıca lokma biçiminde sunulan yiyeceklere (çerez, zeytin, küp biçiminde kesilmiş peynir vb) batırılarak alınmalarını sağlamak amacıyla
Kaynak: Kürdan
Kaynak: Kürdan
Lokma Günü : Her yıl Mayıs ayında Alişuuri İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği Müderris Alişuuri Efendi'nin ruhuna lokma yaparlar.
Kaynak: Alişuuri İlköğretim Okulu
Kaynak: Alişuuri İlköğretim Okulu
pilav ve helva yendikten sonra külhancı ve öteki külhanbeyler bir lokma ekmeği tuza batırarak üç parmakları arasında tutar ve külhanın
Kaynak: Külhanbeyi
Kaynak: Külhanbeyi
Tatlılar; baklava , bülbül yuvası , fıstıklı sarma , kadayıf , lokma tatlısı , irmik helvası , aşure , zerde , sütlaç , bastık , nişe
Kaynak: Gaziantep mutfağı
Kaynak: Gaziantep mutfağı
Yemek malzemeleri kavrulmadan önce hem pişmeyi çabuklaştırmak, hem de sofrada yemek çubukları yla yenmeyi kolaylaştırmak amacıyla lokma
Kaynak: Çin mutfağı
Kaynak: Çin mutfağı
Türkçede geçen lokma veya lokum kelimeleri, Arapçadaki لقمة luqma(t) 'lokma', çoğul لقوم luqūm kelimelerinden gelmektedir Osmanlıca
Kaynak: Lokum
Kaynak: Lokum
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
