maç anlamı Fr.match
Bazı spor dallarında iki takım, iki kişi, iki taraf arasında yapılan karşılaşma. § "
Amerikan futboluna benzer bir futbol maçı izliyor." -Adalet Ağaoğlu, Gece Hayatım, 73. §
"Hanımefendiler, beyefendiler! Maç başlıyor." -Peyami Safa, Bir Akşamdı, 160. §
"Futbol maçlarının, boks güreşlerinin hikâyesini dinliyordum." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 28. §
"Hatta oradayken sıkıcı bulup, şikâyet ettiğimiz gibi maçlarını, hokey oynamayı, kürek çekmeyi bazen fazla sıkıcı ve taşralı bulduğum yaşantımızı bile özlüyorum." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 58. § "
Ben Pazar günleri maçlar bitip de stat boşaldıktan sonra, uçurumlar gibi boş boş türbinlerde gideyim eski gazete kağıdı ve fıstık kabuğu rezilliğinin ortasında, arpacı kumrusu gibi bir başıma oturayım ve artık ölüp ölesiye hiç oynamayacağım maçları düşüneyim." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 305.