Esnafımız zaten ekonomik durumu iyi olsa dükkan kiralayıp
manavlık yapardı.
Although the economic situation is already a good shop would hire tradesmen manavlık.
Kaynak: gunes.comBalıkesir'de
manavlık yapan Mücahit Avcı, Antalya ve Mersin civarlarından gelen meyvelerin ilgi gördüğünü belirterek, "Azar azar da olsa satılıyor" dedi.
Hunting mujahid who manavlık Balıkesir, Antalya and Mersin around the place are seeing the fruits of interest, said: "Little by little, albeit sold," he said.
Kaynak: takvim.com.trRüştü Onur'un Şair Leyla sokağında
manavlık günlerini, şiirlerinde olduğundan daha ayrıntılısını, daha ruhunu yansıtır şekilde vermesiyle renklenecekmiş de olmamış gibi.
Leyla Onur Street manavlık days Rushdie Poet, poems than in the ayrıntılısını, it also reflects the spirit of the vermesiyle renklenecekmiş happened.
Kaynak: evrensel.netBuna bağlı olarak
manavlık ; “Yerleşik Türkmen Topluluğu”, “Türkçe dışında dil bilmeyen”, “Hareketli nüfusa karşın yerini değiştirmeyen,
Kaynak: Akçakese, Şileun, Fatih ilçesinde manav dükkânı açmış ve bir süre
manavlık yapmıştır Fenerbahçe'ye gelmeden önce kısa bir süre de gazetecilik yapmıştır.
Kaynak: Ali Şen (spor adamı)Buna bağlı olarak
manavlık, "Batı Anadolu'ya dışarıdan gelen (göçmen/muhacir) ve göçebelikten yerleşmiş (Yörük) nüfus dışında eskiden
Kaynak: Günyarık, BozüyükTürkologlar'a göre
manavlık, Anadolu'da ilk yerleşik hayata geçen Türkleri tanımlamada kullanılan bir sıfattır. Bu sıfat, yerleşik hayatı
Kaynak: Taşköy, Sındırgı