matematik anlamı Fr.mathématique
1. Aritmetik, cebir, geometri gibi sayı ve ölçü temeline dayanarak niceliklerin özelliklerini inceleyen bilimlerin ortak adı, riyaziye: § "
Ayrıca, lisede biri matematik, öbürü tarih dersi veriyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 87. § "
matematik, astronomi, fizik gibi müspet ve kesinliğe yakın ilimlerdir" -Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 88. § "
Oyun budandıkça benim bildiğim matematikte beynimde Tam bir kargaşa hâline geldi" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 104. § "
Matematik ihata çemberini parçalayan sonsuz mesafeler..." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 23. §
"…sosyoloji, ekonomi, politika, matematik, sanayi sana boyun eğmiştir." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 1. §
" … matematikte toplam işareti şu (+) artı işaretini çıkarmışlardır." -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 75. §
"Önce eski diller, sonra hukuk, tıp, tecrübî ilimlerin başlangıcı olan matematik, müzik ve tabiî, beden eğitimi." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 97. § "
Evet, matematik demek hoşuma gitmiyor." -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 54. 2. Sayıya dayalı, mantıklı, ince hesaba bağlı: § "
Sana ruhi mekanizmanı idare edebilmek için âdeta matematiksel bir düstur veriyorum." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 90.