Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
matine anlamı Fr.matinée
1. Tiyatro, sinema, konser salonu için gündüz gösterisi: § "Biz de kadınlar matinesine gideriz." -Adalet Ağaoğlu, Ruh Üşümesi, 82. § "Tepebaşı anfitiyatrosunda verilen bir operet matinesinde, tıknaz ve cüce denilecek kadar kısa bir adam gelip bizim önümüzdeki sıraya oturarak..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 18. 2. Herhangi bir eserin tanıtılması, okunması, yorumlanması veya bir sanatçıyı anma amacıyla düzenlenen toplantı: § "Fotoğraf önüne matineyle eli çenesinde oturan Jip." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 55. § "... bir şiir matinesinde okudum." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 53. 3. Sabahlık: § "Alamod değil ama... matinelik, evde mevde geçer..." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 89.
matine anlamı Fr.matinée
Gündüz gösterimi: § "Türk sanat hayatı, edebiyatla okuru arasında, temas imkânı olarak, şiir matinesi ile imza günü'nden başka hiçbir şey bulamamıştır." -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 198.