Kötülük bazıları için
mazur görülebilir bir durum olmamalı oysa.
Evil should not be a condition, whereas for some excusable.
Kaynak: haber.stargazete.comHeyecanımı
mazur görün burada bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Forgive my enthusiasm gives me great pleasure to be here.
Kaynak: bugun.com.trBunları, hükümeti
mazur göstermek açısından anlatmıyorum.
Them in terms of the government to justify not telling.
Kaynak: timeturk.comOnlar için tüm Galatasaraylılara sesleniyorum;
mazur görülmelidir, önemsenmemelidir.
They call out to all Galatasaraylılara, be excused, önemsenmemelidir.
Kaynak: spor.mynet.comâdetler ve medyalar tarafından normalleştirildiği , hoş görüldüğü ya da
mazur görüldüğü bir kültür ü tanımlamak için kullanılan bir kavram.
Kaynak: Tecavüz kültürüI (Texte), 132: mata Satuq Bughra khan al-ghazi fi sanat 344 wa mashhaduhu bi-Artuj min qura Kashghar,wa huwa al-yaum ma'mur wa
mazur, Mi.
Kaynak: Satuk Buğra Han destanıI (Texte), 132: mata Satuq Bughra khan al-ghazi fi sanat 344 wa mashhaduhu bi-Artuj min qura Kashghar,wa huwa al-yaum ma'mur wa
mazur, Mi.
Kaynak: Atuş İlçesiyapılan ve yapılmasını istedikleri askeri darbe 'yi
mazur gösteren ve Kürdistan adında bir ülke kurulması lehinde yazıları yayınlanmaktadır.
Kaynak: İsrail lobisiBu arada, Sam ve Joe teröristler tarafından işkenceye
mazur kalırlar. Teröristler Sam'e Joe'yi demir bir çubukla öldürmesini yapmazsa
Kaynak: Kardeşler (film, 2009)Tek başına eser olarak yayinlanan parçalar : Glucklich ist, wer vergißt, Polka-
mazur, op.368 Seçilme ses kayıtları !: Yıl Roller(Eisenstein,
Kaynak: Yarasa (operet)