mekanik anlamı Fr.mécanique
1. Kuvvetlerin maddeler ve hareketler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı: § "
Geometri, mekanik ve kimya mevcut olmayabilirdi." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 27. § "
Zaten büyük bir mekanik merakı var." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 263. 2. Denge veya hareket kurallarıyla ilgili: § "
Dalga mekaniği ile hazım fonksiyonu, yahut bir öksürükle gökte bir yıldızın düşmesi arasında sıkı münasebetler vardır." -Peyami Safa, Yalnızız, 72. § "
Bu topluluğun içindeki sıra ve düzen büsbütün mekaniktir." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 223. 3. El veya makine ile yapılan: § "
Bir vapur halkını muhtelif mevkilerde sıraya koyan, muhtelif iskelelere taşıyan küçük teşkilat mekaniktir..." -Peyami Safa, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca,, 63. § "
... ayak çıplak bir sokak çocuğundan da memleketin bundan ziyade bir mekanik ustalık istemekte hakkı olamaz." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 160. 4.
mec. Düşünmeden (yapılan): § "
Doktor Ragıp Bey'in başı mekanik bir intizamla bana çevrildi." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 68. § "
Mekanik bir hareketle terliğini çıkardı." -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar: Bir Kahramanın Ölümü, 304. §
"İş adamının boş ve mekanik hayatını sergileyen Sinclair Lewis, realizmin gerçek hikâyesini bulmuştur." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 279.