eğilmek (nsz) 1. Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek:
"Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı." -C. Uçuk. 2. İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek:
"Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar." -R. H. Karay. 3.
mec. Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek:
Türk eğilmez. 4.
(-e) mec. Bir işi önemseyip ele almak:
"Bir yandan ayrıntılara eğilirken, bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir." -S. Birsel.