duygu is. 1. Duyularla algılama, his:
Bitkilerde duygu var mı? 2. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim:
"Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." -B. Felek. 3. Önsezi:
"Yolunuzu değiştirmeniz lazım geldiğini de sezecek kadar bir duygum vardır." -A. Gündüz. 4. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği. 5. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik:
"Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum, çok fenayım duygusu kapladı." -P. Safa.
ülkü is. 1. Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal:
"Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür." -Atatürk. 2. İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, örnek yargı ölçüsü, mefkûre, ideal, vizyon:
"Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri!" -H. E. Adıvar. 3.
fel. Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal.