Herkesi
minicik yüreklerin kocaman coşkularını paylaşmaya davet ediyorum.
I invite everyone to share their enthusiasm huge tiny hearts.
Kaynak: haberler.comBugün adını taşıyan
minicik bir köprü olan KwaThema'da cansız bedeni bulundu.
Today, the bridge bearing the name of a tiny body was found KwaThema'da.
Kaynak: tr.eurosport.comDahası bu işlenmiş sütü, o
minicik bebeğin pankreasının sindirmesi imkânsız.
Furthermore, the processed milk, it is impossible to digest tiny baby's pancreas.
Kaynak: kadinhaberleri.netRakiplerinden oldukça ufak olan telefonun pili de ne yazık ki çok güçsüz: telefonun
minicik pili sadece iki saat sesli görüşme süresi sunabiliyor.
Competitors in the battery of the phone is rather small, unfortunately, is too weak: only two hours the phone battery in a tiny voice calling time offer.
Kaynak: netgazete.comSuda çatlayan yumurtalardan miracidium denen
minicik larvalar çıkar. Titrek kirpikleriyle suda serbestçe yüzen bu larvalar bir
Kaynak: ŞistozomiyazDişçilerin, hastaların dişlerini temizledikleri çok hızlı dönen
minicik fırçalar da bu şekildedir. Sanayide kullanılan bazı fırçalar tümüyle
Kaynak: FırçaÖrneğin final sahnesinde bir fotoğraf karesinde
minicik gözüken gazeteci çocuğun sattığı günlük gazetenin sırf tarihini öğrenebilmek için
Kaynak: Geciken AdaletOysaki bir
minicik zamanı ayırıp sadece dinlemek bile bereketi hareketlendirir. Çünkü öyle kodlanmış varlık. Bu böyledir. Momo şimdiki
Kaynak: MomoŽižek, gerçekte gerçekliğin temelde açık olduğunu ve materyalist “
minicik bir fark” olduğunu ileri sürer, ontolojik açıdan, bir
Kaynak: Slavoj ŽižekEğer bu kamusluk bütünü tek ve
minicik bir daire içinde toplamak gerekirse söylenecek söz "Allah ve Resulü; başka her şey hiç ve batıl"
Kaynak: Necip Fazıl KısakürekHawking'in ortaya koyduğu görüşe göre, herhangi bir nesneye, bir protonun hacmine sığacak şekilde basınç uygulandığında,
minicik de olsa
Kaynak: Kara delik