moda anlamı İt..moda
1.Değişiklik ihtiyacı ve süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik: § "
Beyoğlu'nda çocuk kisvesi olarak her ne ki moda olmak üzere şüyu bulur idiyse, Merakî Efendi cümleden evvel onu alıp çocuklarına giydirmeye mecburdu." -Ahmet Midhat Efendi, Felatun Beyle Rakım Efendi, 129. § "
Zevk ve moda itibariyle en meşhur çevrelerden biriydi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 28. § "
Bu zarif mahluk, o mevsimin hatta o günün son modası üzere kusursuz surette giyinmişti." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 191. § "
Karşımda, Avrupa'dan gelen moda mecmualarının resimlerinden biri gibi hareketsiz duruyordu." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 11. §
"Oyun sahibinin elinde hangi moda, ferace varsa onu giyerdi." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 89. §
"-Efendim; son günlerde bir modadır tutturdu. "-Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 165. §
"Kökü erotik elejiler ve epiGramlar, idiller, bazı destan sahneleri, Miletos Masalları, moda duyguları sergilemek amacıyla tarihe ve mitolojiye eklenmiş sayısız hikâyeler..." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 153. § "
Üç yıl önce sizin evinizde, Alâeddin'in dükkânından aldığı yabancı bir moda dergisinin içinde, birlikte gittiğiniz ortaokul binasında, el ele tutuştuğumuz sinemanın girişinde…" -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 11. §
"…sonra modası geçmiş Amerikancı soğuk savaş yöntemleriyle…-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 82. 2. Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük: § "
Birçok modaları eskitmiş nazariyelerin olduğunu görmüştü." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 40. § "
Modası geçmiş nazariyeleri ilim zannedip manevi değerlere saldıranların yıkılması demektir." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 21. § "
O zamanın modası olan yapma meyvelerden bir broş taşıyormuş." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 102. § "
Giysileri, gelinlik modalarını, kumaş adlarını bilmeyebilirim." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 99. § "
Bu kültürün yiyecekleri, giyecekleri, modaları yavaş yavaş Türklerin arasına girmeye başlamıştı." -Ziya Gökalp, Türk Uygarlığı Tarihi, 299. § "
Ceride-i Havadis'e kabul edildiğim günlerde, ne olurdu, kartvizit moda olsa idi!" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 394. § "
Garpdan gelen kılık modalarına bağlı mısın?" -Necip Fazıl Kısakürek, Ahşap Konak, 260. §
"Her ne kadar ağdalı ve eski modada olsa İngilizcesi zengin ve anlaşılırdı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 161. § "
Emin ol ki bu ıstırap ne kadar eski ise, o kadar da yenidir ve modasını kaybetmeyecektir." -Peyami Safa, Şimşek, 62.§ "
Çünkü bu ögelerin bir etkisi altında kalır, çok geçmeden de - ne yazık ki - hiçbir taraf tutmadan, en ufak sistemli bir seçime sapmadan, hiçbir değer ölçüsüne varmadan onları taklit eder, yeniden moda haline sokar, diriltir." - Nurullah Ataç, Diyelim Söz Arasında Deneme, 184. 3. İstanbul'da bir semt adı: § "
Kadıköy'ü falan geçtiler. Moda burnunu dönüp Adalar üzerine saldırdılar." -Ahmet Midhat Efendi, Dünyaya İkinci Geliş, 11. § "
Bir Frenk bağı ve onun patentasını bir moda mağazasına birkaç yüz liraya satarlar." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 98. § "
Bazı moda albümleri karıştırmakla vakit geçirdi." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 33. § "
Başakları biçilmiş tenha tarla dikenlerinin arasında son moda mantosuyla gezinen hanımlar, hendek kıyılarına tren seyretmeye oturmuş hanımlar ve beyler!..." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 82. 4. Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan.