eksik is. 1. İhtiyaç duyulan şey:
"Aynı zamanda, eski dönem edebiyatımızın sohbet ve mülakat türlerinde boşluk olan eksiğini tamamlıyordu." -A. Kabaklı. 2.
sf. Bir bölümü olmayan, noksan, natamam:
Bu kitap eksik, baş tarafı yok. 3.
sf. Mükemmel olmayan, kusurlu, muallel, sakat. 4.
sf. Az.