kuşatmak (-i) 1. Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek:
"Denize bakan yönü ile yan sınırlarını rüzgârı kesen sık kargılıklar kuşatıyordu." -N. Cumalı. 2. Çevrelemek, çokça bulunmak. 3. Kaplamak:
Fabrika dumanları bütün şehri kuşattı. 4. Bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının beline bağlamak.