konuşma is. 1. Konuşmak işi:
"Hurşit hiç karışmıyordu konuşmaya." -A. Kulin. 2. Görüşme, danışma, müzakere. 3. Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılan söyleşi, konferans:
"Bu konuşmaya nihayet verirken okumak terbiyesinden bahsetmek lazımdır." -Y. K. Beyatlı.
söyleşi is. 1. Arkadaşça, dostça karşılıklı konuşma, hasbihâl, sohbet:
"Rakısından mı, mezesinden mi yoksa söyleşilerin bal kıvamı kazanıp tatlı tatlı ağdalaşmasından mı, nedense." -A. İlhan. 2. Belli bir konuda alanla ilgili kişilerin katıldığı bilgilendirme toplantısı. 3.
ed. Bir bilim veya sanat konusunu, konuşmayı andıran biçimde inceleyerek anlatan edebiyat türü, sohbet.