Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
muzika anlamı İt..musica
1. Tek sesli veya çok sesli olarak birtakım duygu ve düşünceleri anlatma sanatı: "Osmanlılar' da eskiden muzika takımına ‘Mehterhane' denirdi." -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 239. 2. Bu biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan eserlerin okunması veya çalınması: § "Feride Hanım ahiret evladı edindiği iki cariyyeye muzika meşk ettirdiği ve çocuklar ustaları delâletiyle güzelce çalgı çalmaya muktedir bulundukları hâlde dahi Demir Bey muzikadan hoşlanmaz ki çocuklar ile eğlenebilsin." -Ahmet Midhat Efendi, Demir Bey Yahut İnkişâf-ı Esrar, 19. § "Araba ve otomobil gürültüsü, doktor Hikmet'e uzaktan dinlenen bir bando muzikanın sesleri kadar ahenktar geliyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 50. § "Çingenelerin yalnız deften ibaret fakat dört beş tanesi birden dövüldükçe eski mehterhane davullarını yad ettiren çalgıları, ince saz takımına alışan başları, beyinleri patlatacak bir şey ise de dumanlanmış olan kafaların, mercan gibi kızarmış bulunan kulaklarına başka da muzika girer mi?" -Ahmet Midhat Efendi, Gönüllü, 14. § ""Hırka-i Saadet" önünde ve eski Padişahın tabutu karşısında muzika çalınmayıp…" -Necip Fazıl Kısakürek, Sultan Vahidüddin, 106.