ayrılık is. 1. Ayrı olma durumu. 2. Birinden uzak düşme:
Çocuğumun ayrılığına katlanamadım. 3. Düşünce, görüş veya duygu arasındaki uymazlık, mübayenet. 4.
huk. Evlilik birliğinin yargıç kararı ile geçici bir süre için kaldırılması.
karşıtlık is. 1. Karşıt olma durumu, zıddiyet, mübayenet, tezat, zıtlık, kontrast:
"Baştan ayağa karşıtlıklarla dolu bir varlık; aynı zamanda iğrenç ve saygıdeğer, aşağılık ve yüce, ödlek ve cesur." -A. İlhan. 2.
biy. İki organ, iki sistem arasındaki görevlerin zıt olması durumu, karşı gelim. 3.
mat. Bir teoremin karşıtının da doğru olması durumu. 4.
ruh b. Başkalarının istek, dilek veya buyruklarının tersine davranma eğilimi.