Haksız ve yersiz yapılan şikayetlere cezai
müeyyide getirilmelidir.
Criminal sanctions for unwarranted complaints should be made.
Kaynak: medya73.comKaldırımcı, ''
Müeyyide, istismar edilmemek durumunda.
Paver,'' Sanctions, the case without being exploited.
Kaynak: bloomberght.comTaraftarlara karşı cezai
müeyyide uygulanıyor.
Fans against the criminal sanction is applied.
Kaynak: maraton.com.trSahi 2005'te çıkan yasaya rağmen hâlâ TÜİK'e gerekli bilgileri vermemekte direnen kamu kurumlarına herhangi bir
müeyyide uygulanıyor mu?
Really, in 2005, even though the law still does not provide the necessary information to TÜİK public institutions resist any sanctions applied?
Kaynak: ekonomi.milliyet.com.trAbluka ihlallerinde cezai
müeyyide olarak gemiye el konabilir fakat zarar verilemez. Uygulama yönünden ablukaları çeşitli sınıflara ayırmak
Kaynak: AblukaDisiplin ve cezai
müeyyide ler ile yargılama usulü bakımından, erbaş ların tabi oldukları hükümlere tabi olurlar. Uzman erbaşlar istihdam
Kaynak: Uzman OnbaşıKira borcunu ödemeyen kiracıya veya eşine kötü davranan birine ne tür bir
müeyyide uygulanacağını gösteren hukuk kuralları gibi.
Kaynak: TemyizDisiplin ve cezai
müeyyide ler ile yargılama usulü bakımından, erbaş ların tabi oldukları hükümlere tabi olurlar. Uzman erbaşlar ilk
Kaynak: Uzman ErbaşKanaate bağlı idari ceza veren kurumlarda ise suçun işlendiğinin alenen görülüyor olması;
müeyyide uygulamak için yeterlidir. Kişinin ifade
Kaynak: Masumiyet karinesiDolayısıyla hukuk düzeni , malvarlığı sebepsiz olarak başkası aleyhine artan kişiye
müeyyide olarak bu zenginleşmeyi iade borcu yüklemek
Kaynak: Sebepsiz zenginleşmeJames'in resmi dine uymayanlara karşı
müeyyide uygulanmasını öngören ama genellikle sıkı uygulanmayan kanunların "Test Kanunu" ve çeşitli
Kaynak: Muhteşem Devrimkorsanlık durumlarda "dahil olmak üzere bazı suçlar için cezai
müeyyide gerektiren ACTA dil önerdiler olduğunu gösterdi ticari bir ölçekte. "
Kaynak: Anti-Counterfeiting Trade Agreement