hazır sf. 1. Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya:
"İçindeki her şeyle birlikte dünyayı fethetmeye artık kendilerini hazır hissediyorlardı." -İ. O. Anar. 2. Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş:
Yemek hazır, buyurun. 3. Belirli bir biçimde yapılmış olarak satılan, alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı:
Hazır elbise. Hazır ayakkabı. 4.
zf. Bu fırsattan yararlanarak:
"Hazır çıkmışken yağ ile pirinç alayım." -R. N. Güntekin.