kapatmak (-i) 1. Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek:
 "Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar." -H. Taner. 2.
 (-e) Kapamak:
 "Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler." -Y. K. Karaosmanoğlu. 3. Bir kadınla nikâhsız yaşamak. 4.
 (nsz) Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek:
 Gazete kapatmak. 5. Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek:
 "Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış." -H. E. Adıvar. 6. Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek:
 "Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu." -Ç. Altan.