kenğeş كنكش" işlerde danışma, görüşme, düşünme,
müşavere. Kazan ağızında kinğeş demektir. Bir örnek: ol manğa kenğeşdi - O bana danıştı.
Kaynak: Kengeşİstanbul Süleymaniye Medresesi'nde müderris olup, 1908 ve 1921 meclisinde Hakkâri mebusluğu ve Şer'iye Vekâleti'nde heyet-i
müşavere âzâlığı yaptı.
Kaynak: Abdülhakîm ArvâsîKültür: Onlar geldiler ve
müşavere ettiler. Oğuz Kağan büyük ordugâh kurdu. Sağ yanına kırk kulaç direk diktirdi. Üstüne bir gümüş tavuk
Kaynak: Gözlüçayır, İvrindiMustafa ile
müşavere etmiş olan Şeyhülislam ve kızlar ağası ona çıkıp padişahın kendini sadrazam tayin etmek istediğini bildirdiler.
Kaynak: Alemdar Mustafa PaşaBunlardan altısı sarayda görevli, hükümdara yakın kimselerdi ve hükümdarın
müşavere heyetindeydiler. Onun sağında ve solunda bulunurlardı
Kaynak: Ashab-ı Kehf