yok is. 1. Olmayan, bulunmayan şey:
Sen yoktan anlamaz mısın? 2.
sf. Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı. 3.
sf. Yasak:
İçki, sigara yok. 4.
e. "Hayır" anlamında kullanılan bir söz:
Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler. 5.
bağ. Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz:
Verdiler, ne âlâ; yok vermediler, döner gelirsin. 6.
bağ. Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz:
Yok kâğıdı kalmamış, yok mürekkebi iyi değilmiş, hasılı bir alay bahaneler! "Yok ben seni adam ettim, yok haddini bil, yok üstümüze düşeni yapalım." -A. İlhan. 7.
e. Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir:
Yok, doğrusu iyi adam, kim ne derse desin.