üflemek (-e, -i) 1. Dudakları büzerek soluğu bir şey üzerine hızla vermek, üfürmek:
"İki senedir sigaralarının dumanlarını burnuma üflediği yetmemiş gibi şimdi de bana oyun etmeye kalkışıyor." -A. Gündüz. 2.
(-i) Yanmakta olan bir şeyi söndürmek veya canlandırmak için soluk vermek:
"İdris iskele başında salep güğümünün altındaki eleme kömürlerin küllerini üflüyor." -S. F. Abasıyanık. 3.
(-i) Nefesli çalgıları çalmak:
"Arkadaş çalgısını bir iki defa üfledikten sonra döndü." -O. C. Kaygılı.